İğne Ve Çuvaldız

Ne oldu bize böyle?“Görmezden gelmek” ne zamandan beri bir refleksi aşıp “iş” haline geldi?Elinde kalem olanlar, ekran başında ahkâm kesenler öyle de sıradan vatandaş farklı mı sanki?Yeniden döndük eski şarkılara; “seninkiler, benimkiler” diye…Şunun şurasında “yanlış”a “yanlış” diyeceğiz sadece.“Doğru”ya da “doğru”…Sonra da çekip gideceğiz. Bu kadar basit işte…
***Nereden geldik buraya?Adalet Bakan Yardımcısı Ramazan Can kameralara yakalanmış!Konu “kamu hukuku”yla ilişkilendirildiği için de ekranlara, sosyal medyaya taşındı.Şimdi burada neyi tartışacağız?“Özel Hayatın Gizliliği” diyebilir miyiz buna?“ Türkiye Yüzyılında Türk Medeni Kanunu Çalıştayı” gerçekleştiriliyor.Sayın Bakan Yardımcısı dakikalarca, çekim yapanlara bakılırsa yarım saat cep telefonundan yazıyor ki bence içler acısı bir durum.Siz, Bakandan sonra gelensiniz ve çalıştayı takip etmek, notlar almak yerine yaptığınız şey akıl alır gibi değil. Görüntülerinizin nasıl çekildiği ise ayrı bir inceleme konusu fakat Sayın Bakan Yardımcısı, şunu iyi bilmelisiniz ki bu durum, dünyanın neresinde olursa olsun, haber değeri taşımaktadır. Yalnızca haber değeri taşısa!..Avrupa’da vuku bulsa istifa ederdi, yerinizde kim olsa…Japonya’da ise neler olabileceğini düşünmek bile istemiyoruz.
***Tamam, sorular üzerine telaştan olacak, tam olarak kendinizi ifade edemediniz.Bence istifa edin, hemen.Hiçbir gerekçeye de sığınmayın çünkü kamu vicdanında “müstafi” durumdasınız.Çalışma arkadaşlarınızla birlikte sokaktaki vatandaşın nezdinde de bu son görüntüyle anılacaksınız artık.
***Zaten beş dönem Kırıkkale Milletvekili seçilmişsiniz. Maddi bir sorununuz olmasa gerek. İster köyünüze dönün ister bir kıyı kasabasına…Unutturun kendinizi. Yerinize de liyakat konusunda duyarlı biri gelsin.***
Şimdi buradan bazıları çıkıp “konu şehit yakınıyla ilgili, ilgilenmeseydi daha mı iyi olacaktı” mealinden şeyler söyleyebilir. Ya da “şehit yakınlarına küfredenleri neden yazmıyorsunuz” gibilerinden eski defterlerin açılmasını isteyebilirler…Tamam da Allah aşkına, Sayın Ramazan Can’ın hiç mi günahı yok?Niçin sırf onu koruyalım diye görmezden gelelim bu durumu?Sayın Ramazan Can’ın bile çehresine yansıyan o mahcubiyet ifadesini, en azından hepimiz takınabiliriz, hiç değilse bu olay karşısında ortak hareket edebiliriz.Çünkü atanmak için bekleyen yüzbinlerce insanımızı da derinden üzmüştür sayın bakan yardımcısının bu davranışı.***
Ne olur bundan böyle bari bizzat tanık olduklarımızı yazmaktan, konuşmaktan çekinmeyelim.Görünen köyün kılavuz istemediğini daha ilkokulda öğretiyorlar hepimize.Hiç eğip bükmeden… Sayın Bakan Yardımcısı Ramazan Can’dan “iğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batırmasını” isteyelim. Haksız ve suçlu kim olursa olsun, Allah aşkına “dur” diyelim, savunmaktan vazgeçelim. Rahmetli Cahit Zarifoğlu üstadımıza kulak verelim:
Burası dünya Ne çok kıymetlendirdik Oysa bir tarla idi Ekip biçip gidecektik