İBB Seçimi ve Hemşehrilik Faktörü – 2

Hatırlanırsa bir önceki yazımızı “Oyunu Murat Kurum’a vermeye kararlı Trabzonlular için problem yok. Ya hemşehri faktörüyle oy vermediklerini iddia edebilirler ya da Ekrem İmamoğlu’nun ideal hemşehri olmadığını. Onları anladık. Peki uzun yıllardır etkinliklerini hemşehrilik faktörüyle AK Partili belediyelerden finanse eden dernekler ne yapacaklar?” sorusuyla bitirmiş ve devamını bu yazıya bırakmıştık.
Konuya farklı bir açıdan bakarsak belki cevaba daha kolay ve daha kısa sürede ulaşabiliriz. Esas olan şudur: Başkan hemşehri olsun olmasın, önemli olan hemşehri grubunun pozitif ayrımcılık görmesidir, değil mi?
Yine yakın geçmişte, yani geçen Kasım ayında “Hemşehriye oy vermenin karşılığı nedir?” ve “Siyasette hemşehri desteğinin karşılığı ne olmalı?” başlıklı iki yazıyla bir sorgulama yapmış, sırf o makamda bir hemşehrinin bulunmasının gururuyla yetinmenin saflık olduğunu vurgulamıştım.
Lafın arasında para-pul işleri geçince hemen yanlış anlaşılmalar söz konusu olabiliyor. Hayır hayır, “pozitif ayrımcılık” derken tüyü bitmemiş yetimin hakkından ya da imtiyazlı ihalelerden bahsetmiyoruz. Başkanın belediyenin kaynaklarını hemşehrilerine tahsis etmesinden hiç bahsetmiyoruz. Mesela ne olabilir? Başkan hemşehrileri arasında konuyla ilgilenebilecek birilerini görevlendirebilir ve onlara ekonomik bir hamle için yol gösterebilir, teşvik edebilir. Arazi tahsisinde tamamen yasal çerçevede yardımcı olabilir. Çok geniş bir alan, ayrıntılara girmeyelim. İnşaallah meramımız anlaşılmıştır.
Hemşehrisinden oy isteyen istemeyen, bugüne kadar böyle bir hamle yapan Trabzonlu belediye başkanı görmedim. Varsa da biri haber verirse çok memnun olurum.
Şimdi başa dönelim. Başkan hemşehri olsun olmasın, önemli olan hemşehri grubunun legal ve meşru çerçevede pozitif ayrımcılık görmesidir dedik. Trabzonlular özeline gelirsek, başta İBB olmak üzere bütün belediyelerde başkan kim olursa olsun birlikte hareket ederlerse söz konusu pozitif ayrımcılığı talep edebilirler. Bunun için de ilk akla gelen kanal doğal olarak hemşehri dernekleridir. Yani hemşehri derneklerimiz İBB ve ilçe adaylarıyla bir araya gelip kendilerinden bu konuda söz isteyebilirler. Aday hemşehrileri değilse dernek yöneticileri durumu tabanlarına iyi anlatmalıdırlar. “Bakın, bu aday hemşehrimiz olmamasına rağmen bize bazı önemli vaatler veriyor. Bize dönüp bakma bile bakmayan hemşehrimiz yerine kendi iyiliğimiz için bu adaya destek vermemiz gerekir” diyebilmelidirler.
STK yöneticilerimiz hem hemşehrimiz olmayan birine destek sözü veriyorlar hem de hedef kitleleri için herhangi bir talepte bulunmuyorlarsa, o zaman bunun çok sevimsiz sonuçları olacaktır. İlkini yazalım, gerisini okurlara bırakalım. Bu STK yöneticileri Trabzonlular için bir şey istemeden bu adayı destekliyorsa o zaman amaçları ne olabilir?
Güçlü, etkili ve bağımsız STK’lar bu ülkenin en önemli ve acil ihtiyaçlarından biridir. Bu temin edildiği takdirde sosyal problemlerin birçoğu bertaraf edilebilir.