Siyaset ve dernekçilik karışmaz, peki ne olur?

Tabiatta bulunan bazı madde türleri birbirine karışmaz. Mesela yağ ve su bunlardan ikisidir ve bu özelliklerinden dolayı bazı faydalı icatlar yapılmıştır. Boya tür itibariyle yağ sınıfına girer ve dolayısıyla suyla karışmaz, bunun fark edilmesiyle matbaada ofset baskı tekniği bulunmuştur. Yani bu iyi bir şeydir, insanoğlu bundan bir fayda çıkarmıştır.STK faaliyetleriyle siyasetin karışması (bir başka ifadeyle derneklere siyaset bulaştırılması) bizim hemşehri derneklerinde ciddi ve çaresi bulunmaz bir dert olarak dile getirilir. Çoğu kimse bu derdi derneklerden uzak durmak için bir gerekçe olarak gösterir. Hâlbuki bu algı yanlıştır. Siyasetle STK faaliyetleri birbirine karışmaz, tıpkı suyla boya gibi diğerinin boşalttığı alana girebilir ancak.
90’lar bugünden çok farklıydı90’lı yıllarda siyasi yelpaze çok parçalıydı ve siyaset kurumu bugünkü kadar güçlü değildi. Dikkat edilirse birçok hemşehri derneklerinin kuruluş yılları da o döneme rastlar. O zamanlar, televizyona çıkan herhangi bir kişinin başbakanın bir fikriyle rahatlıkla dalga geçebildiği, genel greve giden bir sendika başkanının grevi ertelemesi için telefonla ricada bulunan cumhurbaşkanına lakayt bir tavırla cevap verebildiği zamanlardı. Şimdi ise durum çok farklı bildiğiniz gibi. (Dönemlerin siyaset kalitesini karşılaştırmıyoruz, yaptığımız sadece bir tespittir. Yanlış anlaşılmasın)
Siyaset kurumu zayıf olunca STK’ların inisiyatif alanı ister istemez genişlemişti. Yaşı müsait olanlar, köy derneklerinin para toplayıp kendi köylerinin yollarını beton yaptırdıklarını da hatırlarlar. Cenazeleri köye götürmek de o zamanlar yine derneklerin işiydi. Okullara malzeme yardımı yapmak vs. de.
Şimdi işler farklı. 90’larda STK’ların yaptığı pek çok işi şimdi belediyeler (yani siyaset) yapıyor. Köy yolları asfaltlanıyor, cenazeleri belediye arabaları götürüyor, okul malzemesi ihtiyaçları da yine siyaset kurumu tarafından karşılanıyor. Yani siyaset, STK’nın alanına girmiş durumda. Karışmış değil. Zaten dediğim gibi, karışma olmuyor, biri diğerinin alanını işgal ediyor.
Dernekler kolayı seçtiBu durumda STK’lar ne yapmalı? Ya da ne yapmalıydı? Büyük çoğunluğu kolayı seçti ve siyasetin kendi alanını işgal etmesine izin verdi. “Nasılsa belediye yapıyor” diye kendi imkânlarıyla yaptığı hizmetleri büyük bir keyifle devretti. Ancak bunun sonuçları pek de sevimli olmadı. Birçok dernek, düzenleyecekleri etkinliklerin maliyetlerini bile belediyelerden rica etme konforunun dayanılmaz cazibesinden kendini kurtaramadı, maliyeti karşılayan siyasetçiler de geldiler ve istedikleri gibi gövde gösterisi yaptılar. Yapmaya da devam ediyorlar.
Böyle olunca ne oluyor? Yapısı icabı her türlü siyasi görüşe eşit mesafede durması gereken STK’ların bünyesi zarar görüyor, insanların hevesi kaçıyor, derneğe maddi-manevi destek vermekten uzaklaşıyorlar.
Dernekler ne yapıp edip ekonomik bağımsızlıklarını temin etmek zorundadırlar. Siyaset ve STK toplumun iki önemli organıdır. Görevleri birbirinden farklıdır ve birbirlerinin alanına girmeden bu görevleri ifa etmek durumundadırlar. Bu hem kendilerinin hem de toplumun sıhhati için şarttır. İnsan bünyesinde bir organ görevini yapamadığı zaman ne olduğunu hepimiz biliyoruz.