Trabzonspor’un Borcunun Ne Gibi Etkileri Ve Sonuçları Olabilir?

Hesap aslında çok basit: Trabzonspor’un geliri 15, gideri 55. Bu tüyler ürpertici bir gerçek değil mi? Kesinlikle öyle. O halde neden benim gibi birkaç sivri akıllı dışında kimsenin kılı kıpırdamıyor?
Böyle bir gelir-gider dengesiyle hangi firma, hangi ülke, hangi aile ayakta kalabilir? Bu süreç ne kadar devam edebilir?
Dedim ya, kimsenin umurunda değil. İşin daha kötüsü, özellikle transfer dönemlerinde aklı başında bildiğimiz insanlar da feleğini şaşırıp sürüye katılıyor. Trabzonspor’un fiyakalı bir transferi söz konusu olduğu zaman kimse “Bir durun bakalım. Bu kemiği yemeye cesaret ediyoruz ama nasıl çıkaracağız?” diye sormuyor. Birkaç gün önce bir sosyal medya ortamında Savic’in transferi gündem olunca yine herkes kendinden geçti ve ben şöyle bir soru sordum:
-Bu olmuş ya da olacak transferlerin maliyeti belli mi? Ya hiç bahsi geçmiyor ya da ben kaçırdım?
Biri cevap verdi:
-Artık maliyete bakmıyorum. Bakarsan başarı gelmez.
(Tekrar ben):
-O halde bu maliyetlerin bir şekilde karşılanacağı ve sonra Trabzonspor’un başına herhangi bir dert açmayacağı konusunda müsterih olmamız lazım. Doğru mu?
(Aynı kişi. İmla hataları kendisine ait):
-Açmaz hiç zaman açmaz şunun bilincinde olmak laızm devamlı Avrupa kupalarıdna oynarsan borcun biter. Artık trabzonspor borca bakmadan kadroyu bozmadan transfer yapıp başarılı olmasını istiyorum.
Evet, fıkra bu kadar.
Bu arkadaşımız akıl sağlığından muzdarip münferit biri olsa gülümseme hakkımızı kullanır geçeriz. Fakat öyle değil. Çok geniş bir kitle bu zihin dünyasına sahip. Mesela ülkemizde bazı kulüplerin sürekli Avrupa’da oynadığı halde neden borcunun bitmeyip yükseldiğini, Trabzonspor’un da şampiyon olduktan sonraki sezon borcunun biteceği yerde anlaşılmaz bir şekilde ayyuka çıktığını bu zihniyet görmüyor, görmek de istemiyor anlaşılan.
Bunları görmeyen zihniyet, saha içi ve saha dışında olup biten bazı tuhaf gelişmeleri hiç görmüyor tabii. Bazı transferler neden yapılır, bazıları neden yapılmaz, bazı futbolcular bazı maçlarda neden oyna(tıl)maz, hiçbir futbol eğitimi almamış taraftarın bildiğini koca teknik adamlar bilmiyor mu?..
Söz konusu borcun bir de alacaklısı var. Belki (o da şimdilik) kapına dayanmıyor ama sana her dediğini yaptırıyor olamaz mı? Diyelim ki doludizgin şampiyonluğa gidiyorsun, alacaklı sana “Çekil bakayım kenara” dedi. Direnecek gücün var mı?
Bunları söz konusu zihniyete hitaben yazmıyoruz. Dedim ya, az da olsa benim gibi sivri akıllılar var. Onların haricinde illüzyonun etkisinden kurtulma şansına ve iradesine sahip bir kesim. Bu kadarının bile harekete geçip sesini yükseltmesi yeterli olacaktır.
Fransa’nın köklü kulüplerinden Bordeaux iflas etmiş ve kapanma aşamasına gelmiş. Şu başta Zidane ve daha birçok ünlü futbolcunun yetiştiği, tarihinde sayısız başarılar olan 143 yıllık kulüp. Efsane futbolcularından Alaine Giresse, “Bunun bu kulübün başına gelebileceğini hiç düşünmemiştim” diyor.
Biz de başımıza neyin gelip neyin gelmeyeceğini biraz düşünelim isterseniz.